Bir arkadaşım verdi, ben de kırmayıp aldım. Dağ kekiği. Evdeki bir saksıya ektim. Hiç bir beklentim yoktu. Ama iki ay sonra bir baktım kekik yaprakları boy vermiş, evin içi dağlar tepeler yaylalar ovalar gibi kokmuş.
Yani tatile çıkmak için para denkleştirirken tatil kendi kendi kendine bizim eve geldi. Ding dong, ben geldim, kimsin, tatil! Buyur gel seninle bir kekik çayı içelim.
Şimdi saksıdaki kekiğe bakıyorum ve o müthiş koku alıp beni götürüyor. Gözkapaklarımın içinde yemyeşil bir manzara, içinden dereler çağlıyor, kuşlar kelebeklerle dans ediyor. Radyoda Mazhar Fuat Özkan’ın şarkısı artık keyifle tıngırdıyor: “Yaz tatili, paranın katili…”
Sonuç: Tatile çıkmak için binlerce lira biriktirmek ve senede sadece bir haftayı bekleyerek hayatı tüketmek yanlış. İki dakikanızı ayırıp evde bir saksıya kekik ekin, hem tatil eve gelsin, hem de paranız cepte kalsın.
(Salih Yazıcı)