Kazandığım İlk Para

Tozlu bir bilgisayar kasasından kazandım ilk paramı. Anlatayım; şöyle:

Yıllar önce gençlik zamanlarımda arkadaşlar evlerine gidip bilgisayarda oyun oynarken, ben bilgisayarcıları gezip en uygun parçaları seçmeye ve kendime bir bilgisayar toplamaya çalışıyordum.

İşin güzel yanı neredeyse hiç param yoktu. Neyse biraz süre aldı ama zor bela ilk kasamı topladım, ancak kasa ayrı bir dünya monitör ayrı bir dünya gibiydi. Tabii ki bu tozlu kasa benim için çok özeldi. Öyle ki okulda ders dinlemez parça ve maliyet hesabı yapardım.

Bilgisayarcılara o kadar çok gidip geldim ki artık herkes beni tanımaya başlamıştı. Hatta biraz muhabbetten sonra bazı parçaları ücretsiz bile vermeye başladılar. Kendim uğraşıp biraz da bilgisayarcı abilerden yardım alarak çok şey öğrendim. Yıl 2006 ve bilgisayarın bana maliyeti amele gibi kasayı oraya buraya taşımak hariç 50 TL kadardı.

Hevesimi alamadan kısa bir süre sonra paraya ihtiyacım oldu ve bilgisayarımı satmak zorunda kaldım. O kadar emek verip uğraştığım bilgisayarımı satmak tabii ki çok zor oldu. Zaten çoğu beni tanıyan bilgisayarcıları gezdim ama ya almak istemediler ya da çok az para verdiler.B ir bilgisayarcıya daha gittim özellikleri anlattım; “alırım getir” dedi. 135 TL veririm dedi. Parayı duyunca çok şaşırdım, çünkü maliyetinin çok üstünde bir fiyattı bu. Hemen kabul ettim. Ev uzak biraz geç getirebilirim dedim. “Hadi taksi parasını da vereyim” dedi. Yanlış hatırlamıyorsam 5 TL kadar da taksi için para verdi.

Mevsim kış, hava deli gibi soğuk ama ben taksiye binmedim, para çok değerliydi o zamanlar, yürüdüm eve kadar. O soğukta o bilgisayar kasasını amele gibi taşıdım. Neyse uzun bir süre sonra bilgisayarcıya vardım. Halimden yürüdüğümü ve taksi parasını da cebe attığımı anladı, ama sağ olsun sesini çıkarmadı.

Uzun lafın kısası, o gün sattım canım bilgisayarımı. Yaklaşık 50 TL’ye topladığım bilgisayarı 135 TL artı 5 TL taksi parası toplamda 140 TL’ye satmıştım. Hayatımda ilk kez bir şey satıp kar ediyordum, ama öte yandan da çok emek verdiğim ve çok sevdiğim bir şeyimden vazgeçiyordum. Amaçlarım için emeğimden vazgeçiyordum.

Yıllar geçti daha güzel bilgisayarlar kullandım, daha güzel oyunlar oynadım, ancak hiçbiri o ilk bilgisayarımda oynadığım oyunun tadını vermedi. Hiçbir bilgisayardan o tozlu kasanın hazzını alamadım. Çünkü emek vardı. Ve sanırım emeğin neden değerli olduğunu o gün anlamıştım.

(S. Desdemir)