Çocukluğumun Çarkıfeleği

O zamanlar küçüktüm ve para kazanmak istedim. Evde araba tekeri boyunda yuvarlak kesimli bir tahta buldum. Bu güzel tahtayla acaba ne yaparım, nasıl yaparım diye düşünürken aklıma bir fikir geldi.

Tahtayı alıp, keçeli kalemle uçtan uca gelen ve merkezde kesişen 4 çizgi çizdim ve yuvarlağı pasta gibi 8′e böldüm. Ortasına da bir delik deldim. Oldu sana Çarkıfeleğin en amatör şekli.

Bir tür Çarkıfelek yaptığım haberini tüm mahalleye yaydım ve bildiğiniz oyun salonu oldum. “Oyun salonu” dediğim yuvarlak bir tahta ve o tahtanın takılı olduğu bir çubuktan oluşuyordu; ayrıca bir salonu ve adresi de yoktu, ama olsun, bu bildiğiniz oyun salonuydu.

Bahisler 25 yeni kuruştu ve herkes parasını pastanın üzerinden seçtiği bir dilime koyuyordu. Ben paraları topluyor ve Çarkıfeleği döndürüyordum. Böylece “8 kere 25 yeni kuruş” hesabından giderek çarkın her dönüşünde 2 ytl kazanıyordum. Kazanana ise 1 ytl para veriyordum. (Evet, gerçek hayatta da hep oyun salonu kazanır.) Tabii ki kazanamadıkça hırslanan çocuklar bir daha oynuyor, kazananlar ise bir daha kazanmalıyım diye oynuyordu. Böylece durduk yerde orijinal bir ekmek teknem oldu. Herkes birkaç kez kazanıyor ve birkaç kez kaybediyordu. Ben ise her el 1 ytl cebe atıp keyfime bakıyordum. Eğlenceli bir topluluk oluşmuştu çarkın etrafında. Alan memnun veren memnundu, daha ne olsun.

Şu aralar bu aynı işi internette de kurabilir miyim diye araştırmaya başladım. Tabii ki yasaları çok iyi incelemek lazım. Belki bu konsept eğlence sınıfında görülür ve serbesttir, ama belki de parayla oynandığı için yasak olabilir. Her işe başlamadan önce iyi bir araştırma yapmak şart.

(Hasan T.)