İstanbul’da üniversite 3. sınıftaydım. Ne yapsam da bir yerlerden para kazansam diye düşünürken bir içecek firmasının şişe kapaklarından çıkan kodlarından 50 tane toplayana 2 adet sinema bileti verdiğini öğrendim. Acaba bu kapakları nereden bulabilirim derken kafamdaki ışık yandı. AVM’lerde yemek katında temizlik yapan abiler ve ablalar!! Hemen bir adet ablayı çektim kenara durumu açıkladım. Ona topladığı kapak başı ücret teklif ettim kabul etti. Kısa süre içinde kapak ve kodlar hazırdı. Ama problemler bitmemişti. Malum içecek firmasının sitesine üye olmak için telefon aktivasyonu gerekiyordu ve 1 kişi en fazla 6 bilet alabiliyordu. Hemen ev arkadaşıma olayı anlattım bana ortak oldu. Birlikte arkadaşlarımız arasından yeni üyeler buluyor ve siteye onları üye yapıyorduk. Daha hızlı çalışabilmek için okuması zor kodları küçük masa lambası yardımıyla arkadaşım bana okuyor ben de siteye seri şekilde giriyordum. Biletler hazırdı.
Bunun üzerine İstanbul’da bileti en pahalı olan sinemaları araştırdık. İlk sıradakini müşterilerinin sosyo-ekonomik durumlarının fazla iyi olmasından dolayı eledik. Hedef kitlemiz ikinci sıradaki AVM’de olduğundan hazırladığımız biletleri burada filme girecek kişilere teklif edip satmaya başladık. Sinema bileti 20 TL, bizim maliyetimiz 2,5 TL idi. 15 TL’den kapıyı açıyorduk karşıdaki kişinin pazarlığına göre gerekirse fiyatı 8-10 TL’ye bile düşüyorduk. Kapakçı abla artık bize yetişememeye başlamıştı.
Bunun üzerine tedarik hızını arttırmak üzere Ankara’da hurdacılık yapan birisiyle tanıştım ve o andan itibaren sınırsız kapağa ulaştım. Hem bu şekilde maliyet çok daha uygun olmaya başladı. Bir ara evde 5.000 civarı kapağımız vardı ve görüntüsü görenleri güldürüyordu.
Maliyet artık 1 TL idi. İzlemeye girmeyecek insanları bile filmleri öve öve sinemaya sokar hale gelmiştik. Her hafta gittiğimiz için düzenli müşterilerimiz de olmuştu. AVM’de olmadığımız zamanlarda telefonla kod gönderiyor ücretini bankadan havale yoluyla tahsil ediyorduk. Kampanyanın son dönemine yetiştiğimiz için bu işi kısa bir süre yapabildik, ama yine de hatırı sayılır miktarda para kazanmıştık. Fakat bence en büyük kazancımız; gün içerisinde yüzlerce kişiyle muhatap olmamızdı ve bu durum özgüven olarak bize çok şey katmıştı. Sonuçta hem benzersiz bir ürün üzerinden şahane bir iş akışı yaratmıştık; hem tanımadığımız kişilerle dakikalarca muhabbet edebilir hale gelmiştik; hem de bu projeyi mükemmel bir kazançla taçlandırmıştık.
(Bahadır G.)